Yaşayan bir gençlik merkezi projesi

Homify TR Homify TR
İzmir Selçuk Belediyesi Kültür ve Gençlik Merkezi Yarışma Projesi, NõodDesignContract NõodDesignContract Ticari alanlar
Loading admin actions …

İnsanlık doğadan yararlanmaya başladığı ilk günden beri ona hükmetmeyi ve kendi çıkarları doğrultusunda onu dönüştürmeyi amaç edinmiştir. Taşlardan yontulmuş baltalarla, ok ve yaylarla başlayan, bitkilerin ve hayvanların ehlileştirilmesi ile devam eden bu yönelim medeniyetin bugünkü gelişmişlik düzeyine ulaşmasında büyük bir rol oynamıştır. Ancak doğayla kurulan bu ilişkinin çoğu zaman da yıkıcı ve tüketici sonuçlar doğurduğunu inkar edemeyiz. Özellikle son yüz yılda dünya üzerindeki milyonlarca canlı türünden yalnızca birinin inanılmayacak kadar kısa bir sürede doğayı nasıl bir hale getirdiğini bugün çok daha iyi anlıyor ve gözlemliyoruz. Doğayla hükmetme ve baş edemediği yerde yok etme zeminindeki bu ilişkiyi sürdürürsek kendi türümüzü yok edeceğimizi de yavaş yavaş anlıyoruz. Bu çerçevede pek çok alanda bir dönüşüm çabası var. Sürdürülebilirlik kavramını giderek daha fazla gündemleştiren mimari de bu alanlardan biri. Bu yazımızda İstanbul merkezli mimarlık firması Nõod Design imzasını taşıyan ve pek çok açıdan incelenmeyi hak eden bir gençlik merkezi projesini ele aldık. Yeşil mimari alanında ülkemizde benzerine pek az rastlanan bu projeye dilerseniz biraz daha yakından bakalım.

Amaca hizmet etmenin ötesine geçen bir tasarım

İzmir'in Selçuk ilçesinde yapılması planlanan bir gençlik merkezi için açılan proje yarışmasına katılan eserlerden biri olan bu proje oldukça dikkat çekici özelliklere sahip. Her şeyden önce kamusal bir alan olan gençlik merkezi için dışa dönük ve çevresiyle barışık bir yapı hedeflenmiş. Bölgede kullanılabilir yeşil alan miktarının düşüklüğü de göz önünde bulundurularak binanın çatısı da dahil olmak üzere projenin çok büyük bir bölümü yeşil alan olarak tasarlanmış.

Paylaşım ve ortak kullanımın mimariye yansıması

Kamuya ait binalar ülkemizde genellikle büyük ve ürkütücü yapılar olagelmiştir. Devlet kapısı algısını devam ettiren bu tür yapıların çoğu kez renkleri bile iç karartıcıdır ve ekseriyetle yeşil alan fikrine bile yabancıdırlar. Oysa kamusal bir alanın insanı çeken, davet eden ve toplumu kendi ekseninde geliştirmeyi hedefleyen bir tasarımı olmalıdır. Bir kamu binası içinde bulunduğu çevreye bir meteor gibi düşen değil, sürtünmesiz bir şekilde uyum sağlarken aynı zamanda çevresini geliştiren örnek bir yapı olmalıdır. Nõod Design bu anlayışla yola çıkmış ve her açıdan çok farklı ve iddialı olan gerçek bir mimari eser üretmeyi başarmışlar.

Her şeyiyle kullanılan bir yapı

Çevre düzenlemesiyle birlikte yoğun bir yeşil alanın bulunduğu projede yeşil dokuyu koru – arttır – ona yer ver şeklinde üç basamaklı bir çerçeve çizilmiş. Çok çeşitli etkinlik alanlarının bir arada bulunduğu yapı yalnızca bu yönüyle öne çıkmıyor. Hemen her noktasının bir yaşam alanı olarak düşünüldüğü, gerçek hayatta gerçek bir kullanımın hedeflendiği ilk bakışta görülebiliyor.

Geçirgen ve davetkâr bir yapı

Bina yekpare bir kütle olarak değil, ışığın, havanın ve en önemlisi de onu kullanacak insanların rahatça hareket edebileceği geçirgen bir yapı olarak tasarlanmış. Çatı eğimi her iki yönde zemine kadar inen binanın bu yönüyle de çevresiyle tam bir bütünlük yarattığını söyleyebiliriz. Kullanım amacına yalnızca biçimsel ve şekilsel olarak hizmet etmekle yetinmeyip her şeyiyle canlı ve yaşayan bir gençlik merkezi yaratma hedefi bu mimaride cisimleşiyor.

Oyunun kurallarını değiştiren bir perspektif

İnşaat sektörü hacmen devasa boyutlara ulaşmış ve ekonomiyi büyük ölçüde sırtlıyor olsa da, mimaride çok ciddi yol aldığımızı söylemek maalesef kolay değil. Bu türden özgün projeler sırf bu yüzden bile çok önemli bir yere sahipler. Ama bu gençlik merkezi projesi çok güçlü bir mimari tasarım olmakla da yetinmiyor. Bir yapının çevresiyle ve onu kullananlarla, aynı zamanda doğayla ve gelecekle ilişkisini sorgulayan, tam da bu noktada oyunun kurallarını değiştirmeye niyetlenen bir anlayışı yansıtıyor. Yalnızca mimarinin değil dünya üzerindeki varlığımızın da sürdürülebilir olması işte bu türden örneklerin çoğaltılmasıyla mümkün olacak. Çelik ve beton kulelere değil, yaşayan ve yaşatan yapılara ihtiyacımız var.

Akıllı çözümleriyle fonksiyonellik dersi veren bir stüdyo daire yazımız da ilginizi çekebilir.

Bu projeyi beğendiniz mi?

Ev projenizle ilgili yardıma mı ihtiyacınız var?
Bizimle temasa geçin!

Öne çıkan makaleler