현재 사용하시는 브라우저는 이전 버전입니다.
Ev dekorasyonuyla ilgili verdiğimiz hizmetten daha iyi faydalanmak için lütfen başka bir tarayıcıyı ücretsiz olarak indirin. İkonun üzerine tıklamanız yeterli!
Havalar yavaş yavaş bozuyor, günler kısalıyor, çok değil birkaç ay sonra bu güneşli güzel günlerin ve bol ışığın özlemini çekeceğiz. Niyetimiz elbette moral bozmak değil, ama evlerimize kapanacağımız mevsimler yaklaşırken doğal ışık meselesi ve bundan en iyi şekilde yararlanmanın yollar üzerine biraz kafa yormak.
Artık klişe olan o lafta da dendiği gibi, güneş giren eve doktor girmez. Doğal güneş ılığı hem beden, hem de zihin için son derece sağlıklı olduğu gibi, estetik anlamda da evimizden uzak tutmamamız gereken bir unsur. Elbette doğal ışığı evlerimize sokmanın en temel yolu, bunu evimizi planlayan mimar ve mühendislerin en baştan düşünüp, evin konumlanışını, pencere ve kapıları buna göre ayarlaması. Ama bu aşamayı geçtikten sonra da evinizdeki doğal ışık miktarını artırmak ve kış aylarını daha çekilir kılmak için kullanabileceğiniz bazı yöntemler var. İşte doğal ışıktan maksimum faydalanabilmeniz için birkaç ipucu:
Ev alırken ya da kiralarken, oturma odasının, doğal ışığın en güçlü olduğu taraf olan güneye bakması birçokları açısından bir tercih sebebidir. Peki ya, herhangi bir yönden değil, günün her saatinde ve her yönden ışık alan bir çatı penceresine ne dersiniz?
Elbette böylesine güzel bir pencere sadece çatı katı ya da bir apartmanın en üst katındaki daire için uygun olabilir, ama bu fotoğrafta da gördüğünüz gibi evinizi doğal, neredeyse uhrevi bir ışıkla doldurmak istiyorsanız, bundan daha garantili bir yöntem olamaz herhalde. Üst kat daireler, çatı katları ve mustakil evler için ideal çözüm.
Güneş ışığından en iyi şekilde yararlanmanın bir başka garantili yolu da kafamızdaki pencere konseptini değiştirip, evin en azından bir duvarını tamamıyla boydan boya pencere olarak planlamak olabilir. Resimde gördüğünüz bu iki katlı, açık plana sahip muhteşem ev tam da bu etkenleri göz önünde tutarak planlanmış. Işığın yukarıdaki asma kattan tutun da evin bodrum katına inen merdivenlere kadar nasıl sokulduğuna dikkat edin. Ayrıca camın sadece tabandan tavana olmakla yetinmeyip, çatının bir kısmını da kaplıyor olmasuı da bu evin ilgi çekici başka bir özelliği. Yaz-kış fark etmez, böyle bir evde güneşe doyacaksınız. (Bu evin daha fazla fotoğrafını görmek için buraya tıklayın.)
Başta da söylediğimiz gibi bir konutun inşasında verilecek en temel kararlardan biri evin hangi yöne bakacağıdır. Türkiye'nin de içinde olduğu Kuzey Yarımküre'de normal olarak evlerin ana pencereleri ya da oturma odaları mümkün mertebe güneye bakacak şekilde planlanır. Hele de bahçeli evlerde, bahçedeki bitki ve çiçekleri de düşünerek evin ön cephesinin mutlaka güney yönüne bakması dikkate alınır. Elbette Güney Yarımküre'de işlerin tersine döndüğünü ve kuzeye bakan evlerin revaçta olduğunu da söylemek lazım.
Burada seçtiğimiz örnek ise İngiltere'den renovasyondan geçmiş, klasik mimariye sahip bir konut. Burada bina sadece güneye bakmasıyla değil, aynı zamanda geniş ve açık planlanmış giriş kısmıyla da o yörede çok da bol olmayan güneş ışığından maksimum faydalanacak şekilde tasarlanmış. (Bu enteresan evi ve renovasyon çalışmalarını ayrıntılarını görmek için bu linke tıklayın.)
Diyelim ki yukarıdakine benzer masraflı ya da baştan planlanması gereken önlemler size uymuyor, o zaman daha pratik ipuçlarına bakmanın zamanıdır. Örneğin, bir odayı tamamen beyaza boyayıp, mobilyaları da beyaz seçmek odanın aldığı güneş ışığını maksimize etmenin hem pratik, hem de zarif yöntemlerinden biri. Ayrıca beyazın en ufak alanları bile kullanıma sokmak ve monokrom etkisiyle bir göz aldanması yaratarak herhangi bir odayı olduğundan büyük göstermek gibi bir etkisi olacağını da unutmayın.
Hiç düşünmeyiz ama, evimizdeki ışığı engelleyen en önemli etkenlerden biri duvarlardır aslında. Dolayısıyla oda kavramına illâ ki düşkün değilseniz, bu örnekteki gibi daha az odaya ve daha loft tipi, açık plana sahip bir evden yana tercih kullanarak ışık konusunda da önemli bir adım atabilirsiniz. Ayrıca toplam metrekares küçük olan dairelerde açık planın mekânı hem olduğundan büyük gösterdiğini, hem de duvarların işgâl ettiği ekstra yeri size kazandırdığını da unutmayın.
Evin en nemli odası olarak banyonun aslında güneş ışığına düşündüğümüzden daha çok ihtiyacı vardır. Tamamıyla beyaz unsurlarla dekore edilen bu banyoda, azıcık bir doğal ışığın bile tüm mekânın şakımasına yettiğini görebiliyoruz. Bu bakımdan çok küçük pencereli ya da penceresiz banyolar hiç de iyi bir fikir değil aslında. Sonuç itibarıyla, güne başlayacağınız yer olan banyonuzu kuru ve parlak bir şekilde bulmak istemez misiniz sabah uyanınca?
Aynalar sadece estetik açıdan tatmin edici bir dekoratif usnur oalrak değil, evinizdeki ışığı maksimuma çıkaracak bir yardımcı olarak da kullanılabilir. Örneğin burada gördüğünüz balık-gözü ayna, koridorun asıl ışık kaynağı olan kapının tam karşısında stratejik bir noktaya yerleştirilmiş ve karşıdan gelen doğal ışığı aynen koridora yansıtıyor. Ayrıca düz bir ayna yerine böyle kenarları kavisli bir ayna kullanmanın avantajı ise ışığı mekânın tüm noktalarına eşit biçimde yayabilmek.
Siz evinize daha fazla ışık almak için ne gibi yöntemler uyguluyorsunuz? Yorum bölümünde okurlarımızla paylaşmaktan çekinmeyin lütfen.
